erg
misafir ruyalar hatirlamiiyorum konustum uyudum

cumartesi geceleri, cok ruya demek

16 Temmuz 2011

bir: iki top karpuzlu, bir top pepsili dondurma istiyorum. yuz saattir sirada beklemisim, sira salonu dolasip merdivenlerden alt salona kadar iniyor. yanimda babamin siparislerini sahane sekilde veriyorlar, ama gel gor ki adam benimkini yanlis anlamis. toplam uc top siparisimi, iki ayri kulaha bir bir yarim yarim olarak dagitmis, oyle verdi. keyfim kacinca cok sirret olabiliyorum. arkamdan konustu bir de. ciktim siradan firlatip attim kulahlari, duvardaki minik tablolara carpip surunerek yere dustuler. nasil sinirliyim. agzimda azicik karpuz tadi var sadece. disari cikip annemlerle melisi buluyorum. yuruyoruz, ben sinirli, onlar dondurma yiyorlar. onden yuruyor ve sevgilime mesaj atiyorum boyle boyle oldu diye. bir sure sonra bizimkiler anlamislar ki yanlis yoldayiz. okul kampusu gibi bir yerin icindeyiz zaten. bunlar anlayip, bana soylememisler. bir baktim melis kalmis bir kilometre arkamda, bana gel gel yapiyor. ulan onceden neden seslenmediniz. deli.

iki: sevgilimin eski bir sevgilisi erkekmis. ben de, nerdense artik, ogrenmisim. sasirmistim dogrusu.

uc: katlarda orman ici tahta kabin evler var. ogrenci yurduymus burasi, orman katli apartman; evet. ozgure ulasmaya calisiyorum; ozgur uzuner. o arada yasinayin kabinine ugruyorum. merdivenlerden cikarken agaclar vardi. yaz kampi gibi kalabalik bir ortamdi. kabinlerin bazilari da o kadar kucuktu ki. tek kisilik. bir masa bir bilgisayar ve yarim yatak seklinde.

dort: guzellik salonuna, kavitasyon randevusuna gitmisim. a. estetisyen, gokce. ne isin var senin burada yahu. sasirdim. bir muddet sohbet ediyoruz, nerelerdesin bin yildir gorusemedik vesaire. sonra seansi da uygulamadik galiba. ciktik.

ucagi kacirmamisim

15 Temmuz 2011

kosuyorum. surekli kosuyorum. hava yagmurlu, eve vardim sonunda. ufak bir cantaya aceleyle ne koydugumu bilmeden bir seyler doldurdum. sevgilim yanimdaydi. duzgun vedalasamadik bile, ciktim hemen. yetisemiyorum allahim. hem nasil da yorgunum. sonunda havaalanina vardim, onbes dakika kadar gec bile kaldim. ucak kalkmadiysa mucize olur inan. alan biraz garipti. kapidan sonra bir koridor ve sonra direkt ucaklarin onundesin. sira siralar. yuruyorsun hangisi seninkiyse. hava karanlik. sirilsiklam ve cok yorgunum. nerede nerede ki hangisi benim ucak. sag tarafta basket sahasinda mac yapan cocuklar vardi. o civardaki gorevli bir adam yardimci oluyor bana, eliyle uzakta bir tanesini gostererek iste aradiginiz su diyor. e. bu degil kalkmak, resmen terkedilmis gibi. ne etrafinda kimse, ne icinde bir isik. adam bana donup, pazartesi gunu yalniz sizin ucusunuz demez mi. yarim saat kadar gec ama aslinda iki gun erken gelmisim. ruh hastasiyim. o arada yanimdan barbaros amca gecti. kocaman sarildik. opustuk. ayrildik. barbaros amca oldugundan biraz daha kisa boylu ve eskisi gibi kiloluydu. ama cok guzel kokuyordu.

evi tutamadim sonucta

14 Temmuz 2011

tasinmayi dusundugum ev, ana caddenin birkac sokak arkasinda. etraf pek tekin degil ama ev sahane. mustakil bir kere. iki bucuk katli, disi sari boyali, arkasinda agaclar var kocaman. emlakci gezdiriyor evi, ayrica cok yakinda oturuyormus kendisi de, bir yandan da mahalleyi ovuyor bana. pek gozuktugu gibi degildir filan dedi. sokagin tam kosesinde ev, karsisinda bakkal cakkal var. uc odasi vardi. mutfak alt katta, merdiven de dolanarak cikiyor yukariya dogru. yerleri guzel, tam benim sevdigim gibi. odalarin buyuklukleri tamam da, acayiplerdi seklen. sarmal olusturuyordu bir tanesi, birininse hic sert koseli duvari yoktu, hep yuvarlak. eski kiracidan kalma kirik dokuk birkac esya var, ama alacaklarmis onlari. bir de temizlik ve boya lazim tabii, diye dusunuyorum. sonraki gunlerden birinde babam ve aydin gelmislerdi evi gezmeye. bizimle beraber bir cift de geziyordu, onlarin tutmasindan endiseliyim aslinda. sonra mahalleyi de gezelim dedik soyle iyice bir, hava kararirken ciktik disari. gercekten cok kotu yerlermis buralar lan dedik bir agizdan, ev muhtesem de olsa yok yani oturulmaz burada. sokaklardan gecip, eski kirik dokuk kapilara bakiyoruz. tas yollar, dokulmus evler, yarim insaatlar. yanlis bir yerden gecip, cikisi olmayan bir hamama girdik. kapisindan gorup iceriyi, bir de pisti ki her yer; hemen aksi yone gidiyoruz topluca. sonra hava karardi iyice, o arada da bildigimiz yerlere cikabildik sonunda. insan bildigi yerleri gorunce, cok rahatliyor canim. ruyada bile.

(taslak kalmislar)

13 Temmuz 2011

03.05. sali aksami. ebru. vatansever. ev. merhaba biz icerdeyiz, o halde sen tuvalette rahat et. topluca bir seyler yapiyoruz.  kolyeler. nedir, ortak olucaz peki. once salona tasindim ben isler icin. kimse salonu kullanmiyordu zaten. ilginc. sonra ic odaya gittim. isleri gosteriyorum herkese. uc ayri konsept. ben en cok tetrisi sevdim ama. sevmisim.

02.05. pazartesi aksami. toplantidan cikiyoruz. yarim acik okul koridoru. hahaha hihihi. merhaba almanca hocam, ozgun vesaire. sonra gizem yanima geciyor, ben asagi bakarken, merve fotografini cekecek. ne oluyor ki ayni karede mi cikacagiz simdi. asagi baktim. ucuncu ya da dorduncu kattayiz belki. tiyatro gibi. aksam, los, asagida isiklar. ceylani gordum bir asagi katta. ceylan kin. sirtini donup egiliyor. gitti, sonra geri geldi. derken birakti kendini. a. dustu. a. sonra kargasa. bir tek ben gordum resmen. duserken. sonraki ruyamdaysa erotik mc donalds vardi. sokak sokak gezdik, sonra vardik. hooters gibiydi biraz da. ama tamamen karanlikti, ve etrafta onlarca dev ekran vardi. sahibi arkadasimizmis. ilgincti.

cok kizginim

12 Temmuz 2011

ecelerin yeri, dondurmaciymis. karsidan geliyorum, trafikten bogulmusum ve hala yetismem gereken bir yerler/birileri var. dondurmacidaki servis cok kotuydu. ustune tirnagim kirildi. cikmaya karar verdim simdi. anahtarimi getirdiler. dondurmaci, ama vale servisi var; peki. neyse cikiyorum, yine ve yeniden sinirleniyorum. adamlara bagirdim. bu araba benim degil yahu, benimle dalga mi geciyorsunuz. yagmur da var, bekledim, bekledim. ne ilgisizsiniz aaay. yeniden bagirdim cagirdim, eceyi de bulup bagirdim cagirdim sonra tezgah ardinda; ciktim disari. eve mi gitmeliyim ki, nereye yetisecektim. sevgilime mi gitmeliyim. beni bekleyen kim. emin degilim hicbir seyden ve cok kizginim.

geri getirin arabami, pis hirsizlar

11 Temmuz 2011

cinarcik sahilindeyim, ama bostanlidaymisim. iki araba arasindaki minik bosluga girip, karsiya gectim. finansbanka gidiyorum. bes on dakika surdu surmedi isim. ulan dondum, araba biraktigim yerde yok. a bos. a nasil yok yahu nasil yok. yuruyorum, salak olmusum. sevgilimi aramaya calistim, numarayi yanlis cevirip duruyorum. etrafa baktim. birilerine sordum, bilemediler. polisi aramayi akil ettim sonra, az zaman da gecti aradan belki hemen gelirlerse bulurlar. ya da plakayi veririm. 112yi cevirdim, evet 112, ama polismis iste. karsimdaki adam gerizekali cikti gel gor ki. beni duyamiyor ve surekli salak salak seyler soyluyor, aciklama yapmama ragmen ayni seyleri sorup sorup duruyor. anlatamadim derdimi. sonra durdu durdu, mikrofon bozuk ve kulakliktan da duyamiyorum zaten dedi. sonucsuz, kapattik. derken on tarafi tamamen seffaf brandayla kapli bir dukkanin onunde durdum, iceri girdim. araba parcasi satiyorlar. etrafta lastikler, jantlar ve paspaslar vardi. onlara soruyorum. bana cay ismarladilar, ama inanilmaz ilgisizler. resmen bunlarin tanidiklari caldi arabami lan, kesin. ben burda oturup dururken parcaliycaklar arabamiii. aaay.

(tamamla bu ozetleri)

10 Temmuz 2011

pazar 10.07. savas ucagi ucurmak. tek katli ev. ben kotu ogrenciyim. havalarda kosusturmaca. karanlik.

cumartesi 09.07. yurumek. yasli amca evi. bakan yok. atakentimsi. pis ve karanlik ve yalniz. daginik. amca hasta. dayiyi gordum. yagmurlu cinarcik.

cuma 08.07. terkedilmis barin yan bari. mehmet. orman ici garip yerlesim. merhaba. hadi dolanalim. hem seni ozlemisim sipa. alice harikalar diyarindamsi.

canli-ozet mezuniyet toreni

05 Temmuz 2011

aslinda mezun olucaktim bugun, ama okudugumu bile unutmusum. hatirladigim hicbir sey yok. tesadufen buradayim, ve zaten ozet izliyorum. canli ozet, ilginc. konuklar var. sinif sinif dolasip, cikmaya calisiyorum sonra da. yolumu bulamiyorum. onuru gordum bir kosede. onur gumrukcu. yaninda kiz arkadasi var, toreni izliyorlar. hocayla karsilastim sonra, bana sinirlenmisti. sevmiyor beni zaten, anladim. 56 yerine 50 verip beni birakmis. deli midir nedir. almisim iste ulan 56, ne istiyorsun benden kadin. elimde telefon ve fotograf makinesi var, bir yerlere birakmaya calisiyorum. toreni de duzgun takip edemedim zaten, surekli insanlar konusup kep atip duruyorlar. muzik, sesler, gulusmeler, kalabalik. hay sikiym, kaciriyorum, ne yapacagim simdi. zaten ozet, yeniden de asla yakalayamam. a cubbe. ben de mi giyecegim ki, vu hu.

urla rezidansindan kacis plani

04 Temmuz 2011

dayinin urladaki eviymis burasi. kimsenin de haberi yok evde oldugumuzdan. once yalnizim zannediyorum, halbuki bin kisiymisiz, sonra farkettim. bir kiz surekli yerlere cis yapiyordu, cekiyoruz yapiyor cekiyoruz yapiyor. bir digeri yuzunden bazi koseler kan revan icinde. temizleyemiyoruz da. nasil sinir icindeyim. disari atip kendimizi, doner merdivenlerinden cikiyoruz apartmanin. oyle genis, kocaman otel sanirsin. rezidans belki. kimse yok, her yer bombos. oradaki tek daire biziz. evdeyken, camdan disari baktigimda, yuksek bir katta oldugumuzu gormustum. uzakta deniz vardi. okyanus gibiydi, neden boyle bir hisse kapildigimi bilmiyorum. cok karanlik ve dalgaliydi. biri gelecek, biri gelecek. temizlik yapmamiz gerekiyor, esyalari toparlayalim. burada oldugumuzu kim duydu ki. allahim. dedemin filmlerinden bir surusunu buldum yuksek bir dolapta, kapaklarin ardinda. a bu da dedemin tripodu. alayim ben bunlari yanima. hadi temizligi bitirip cikalim artik. melis var, arkadaslari var, benim arkadaslarim var, aileler de buradaymis. annemler, teyzemler. e peki biz kimden kaciyoruz ki. kesin diger taraf. zeynepler falan. hof, biktik sizden. icimde de bir sikinti var. cabuk olalim hadi.

ajans portofino

03 Temmuz 2011

efeyi gordum. efe ismik. portofino isimli bir ajanstan bahsederken, calisanlarin fotograflarini goruyoruz. a efe. sonra detay aldik. reklam midir, yoksa farkli bir tanitim isi mi, simdi emin degilim; ancak sahane cikartmislar, o yuzden isimleri cok akillarda bu aralar. odul de almislar yanlis hatirlamiyorsam. bizim efe nasil yapmis da bu kadar yukselmis acaba, diye dusunuyorum. yine de aferin cocuga, yavrum. dar sokakli bir sitedeyiz bu arada. evlerin birindeyiz. tas ev, her yer beyaz ve icinde oldugumuz oda biraz ic sikici aslinda. icerdeki adam yaninda iki sey getirmis gelirken. biri benim istedigim is, digeri ise yanimdaki diger kisi icin, ki kuzenim olabilir, istedigi bir kurs galiba. yarisma gibiydi. kapilar aciliyor ve icinden cikiyor bu oduller. ben kabul etmedim yine de. sonra cikip, baska bir eve dogru gidiyoruz. ama sokak o kadar dar ki allahim. arnavut kaldirim. a bu ev satilik mi nedir. annemler geziceklermis, bakalim begenirsek alacagiz.

ruyam; kapali, sisli puslu, az karanlik ve renksize yakindi.