erg

kuf kedileri

giyinip evden cikiyor, ancak henuz uzaklasamadan arabadan inip eve geri giriyorum. toplam on dakika yoktum, ama evin giris duvarinin hemen uzerinden deli gibi su akmaya basladigini goruyorum. yerler islanmis, duvarlarda kufler olusmus kisacik zamanda. endiseleniyorum, ancak kimseye haber vermiyorum. giyinmem cikmam lazim, okula yetismeliyim. saat aksam saatleri, uzerimdeki eski dizalti koyu gri tayti ve uzun lekeli beyaz tshirtu cikarmaliyim. kucuk bir dusa girdim, o arada eve zeynep geldi. ciktigimda ona etrafi temizlememiz gerektigini ancak su anda yapamayacagimizi anlattim, bir yandan da giysi dolabinin onundeyim. hic giymedigim sari kabarik yakali onden baglamali garip sifonumsu bluzu cektim cikardim, denedim. komik gozuktugumu dusunuyorum. altimdaki pantolonu da degistirdim, o arada da odanin arka duvarinin tamamen cam oldugunu ve disarisinin da bir cafenin dolu sandalye ve masalariyla cevrilmis oldugunu farkediyorum. bunu aslinda biliyor olmam lazim, cunku orada yasiyorum. belki de camlarim cift tarafli, yani onlar sadece siyah goruyorlar, ama bana gozukuyorlar. ve altimda yuksek belli lacivertli grili pantolonla ben, uzerime be giysem polemigi yasiyorum kendi kendime. oldukca kisa eski model bir kazagi uzerime gecirip, zeyneple konusmaya devam ediyorum. asla bu sekilde disari cikmayacagima eminim, yine de kiyafetim fena olmadi. hava gitgide karariyor, cafe manzaram bulut manzarasina donustu. sanki ayni yerdeyim, ama apartmanda yuksek katlara cikmis gibiyim, kendi kendine yukselen yegane apartman dairesi benim, he-ya. kapiciya soylesek de gelse baksa bu sudur kuftur nedir diye konusurken, birdenbire etrafta gereginden fazla kedi oldugunu dusunuyor ve dikkatle salonu incelemeye basliyorum. lan zeynep, bunlar nedir demeye kalmadan; sagdan soldan, kucuklu buyuklu, bir suru kedi fiskiriyor. bir kisimlari yesil olan bu kediler, tekir. bize ait degiller, ve bizden habersiz evin bir kosesinde buyumus olduklari asikar. zeynep dedim, kuf kedileri bunlar. aaay. balkonu actim, kucukler kacisti, uzerime filan atlasinlar istemiyorum hem; pek saldirgan gozukmeseler bile bildigin duvar arasinda-merdiven altinda buyumus ucube yaratiklara benziyorlar. ne olur ne olmaz. o sirada eve ayse teyze girdi, ve ben kendisine nefessiz kala kala olanlari anlattim. gule gule beni dinledi, sonra da sanirim bir cozum bulmaya calisacaktik. ki, uyandim. okula da gidemedim kesin o gun, kacti bak ders. neyse.

yorum yaz