erg

surekli degisen kapi numaralari

ne zaman gordugumu hatirlamiyorum, ama biraktigim taslak 6 temmuzun. bundan bir gun once sahane iki ya da uc ruyam vardi, mesaj atmistim sevgilime de. duzenleyemeden, taslak da yazamadan ve; gittiler. nokiadan nefret ediyorum. kaybolunca onlar, hadi bunu yazayim dedim ben de:

evdeyim. aileden biri ölmüs, cok yeni boyle. benim uzerime attilar. fazla konusmuyor, ama belli ediyorlar. hayir ama hayir, ben yapmadim. itistik kakistik, gayet bildigin fiziksel kavga. cok sinirlendim, kendimi de savunamiyorum, inanmiyor kimse bana. ciktim evden. yurudum yurudum. daha onceden kalmis oldugum bir otele gidiyorum. iskenderundakine benziyordu. vardim sonunda, gece, karanlik. kapida adam yoktu, hafif icerlek bir yerde, minik bi masanin arkasinda sadece. anahtar verdi elime, 18b. aramam lazim, koridorlar degismis. gezdim gezdim, bulamiyorum bir turlu. her yeni koridora girip, bulamayip ciktigimda, eski koridordaki numaralar, kapilar, esyalar, degismis oluyor. farkli yerdeler. her sey hareket ediyor, ben kayip gibiyim, 18b 18b. merdivenler binanin ortasinda. donmuyorlar ama, bir kat sonra bir kat seklindeler, etrafta hol var, holde oda kapilari. yeni bir kata vardim, kullanilmiyor burasi aslinda sanirim. lostu cok, merdivenin tam basindayim. karsimdaki kapi tahta, araliklar var yer yer. iceri bakiyorum gozumu dikip, esyalar esyalar, ust usteler, her yer toz icinde. depo mu ki burasi. yanindaki kapiya gittim, ince uzun bir oda burasi, biliyorum. onceden kaldim ya da. cam, kapidan girince en solda, tam duvar cam. devam ediyor oda, sark kosesi gibi duzenlenmis. kapinin onundeyim, iceri adim atmadim, sag tarafimda karsida mutfak var acik, bir masa, sandalyeler. ve oda bitiyor. kasvetliydi cok, istesem orda kalabilirim, numarasi onemli degil zaten artik, kendi odami da nasilsa bulamadim. sevmedim ama, ciktim. cektim kapiyi ardimdan, ses cikardi boyle yuksek, derin. asagi iniyorum yeniden merdivenlerden, kosede bir kadin ve bir adam oturuyor. cok kendi hallerinde, sirtlarini korkuluklara yaslamis, konusmuyorlar da, bakiyorlar sadece, yanyanalar. dokunmadim onlara, yoluma devam ettim. beni fark etmemis dahi olabilirler aslinda. numaralari surekli degisen kapilardan, ust kattaki kasvetli odanin konumundaki bir taneden sesler geliyordu yuksek, girdim iceri. bir suru kadin. kamp gibi burasi, kizlar kizlar, ayni odadalar. bi suru yatak var icerde, cok kalabaliklar zaten, esofmanlar vardi, yatili okul gibi sanki. benim icin bos yatak zaten yok, sag tarafta karsi karsiya duran ranzalarin ortasindaki minik holde, yerde de bir yatak var genis. gec orda yat istersen dediler, kabul etmedim. kizlardan biri, ben yatarim olmadi hadi sen benim yatagima gec, dedi bana. canim istemiyor orada kalmak, basimda da bir agri var zaten. hem eglenceli zaten oteli gezip gezip bir seyler gormek, yok dedim ciktim yeniden. biraktim onlari orda. merdivenleri inip cikarken, korkuluklarin kosesinde bir karis yer oldugunu farkettim. yer yer kola kutulari var birakilmis. dokunup baktim, soguk, sahaneler. bir tanesini alip icmeye kalktim, elimdeyken spritea donustu. hic de sevmem. icmem ben bunu dedim, biraktim baska bir noktada. en asagi indigimde, yeni bir kola aldim, ici gozukuyordu, seffafti. silikonmus bu meger, icilmemesi gereken bir sey, ama aslinda istersen de icersin, zehirli falan degil yani. donmus kolanin, tam donmamis halini dusun, boyle hafif yapisik, biraz silikon, bir igrenc. yok dedim, yok. biraktim.

yorum yaz