Dun/15: Bir ev var, icinde camdan asansor, duvarlarda ailenin gecmisine dair fotograflar, tablolar. Derken bir grup insan iceri pat giriyor, simsiyahlar ve silahli; kim gelirse onlerine – tarayip öldürüyorlar. Kimse kalmadi, herkes ölü. Kan yoktu ama bak, ilginc… Sonra birdenbire duvarlardaki fotograflar kendi kendilerine hooop degisiveriyor ve yeni duruma ayak uyduruyorlar. Ben butun olan biteni saklandigim dolabin icinden izliyorum, yer mekan farkliligi duygusu yok. Direkt gordum her nerde ne oluyorsa. Korku endise filan da yoktu ama, gorunmez miyim nedir. Baktim – gordum yalnizca. Neyse. Sonra birden bir porno filmin icine dustum. Hamamda bir kadin yatiyor bir kosede. Buhar var, ama etraf gorunur duruyor. Kadin cirilciplak, saclari uzun ve dalgali; cok gur saclari vardi. Kopukler, buhar derken, her yeri gozukmuyordu zaten. Sonra iceri Kenan Imirzalioglu girdi, ama uzerinde deminki sapik katil adamlarin kiyafetinden var, elinde de boooyle kocaman silah. Yalniz adam ciplak. Yani hem kiyafetli hem ciplak nasil oluyor bilmiyorum, ama oyleydi yani. Butun detaylari pat – pat – pat ortadaydi. Silahla ve detaylarla kadini tehdit etti galiba. Yakin cekim filan izledim bir ara da. Anlamiyorum nedir. Ah, bu arada; kadinin siyah ama simsiyah topuklulari vardi. Alti da siyahti boyle, komur karasi. Guzellerdi cok.

Bugun/16: (Tuttugum not: Dergi sevgili uzak paket – Ada yol kayip kopek bavul) Sevgilim uzaga tasinmis. Is icin sanirim ve ne zaman donecegi belli degil. Pek de gorusemiyoruz haliyle. Cok ozluyor oldugumu hissettim ruyada, ve sonra kargocu bana bir paket getirdi. Pakedi aciyorum, icinden bir dergi cikiyor. Medikal gibi. Normal boyutlarda degil; daha cok a5 gibi duruyor, hatta belki daha kucuk, belki daha dikdortgen, ve yatay aslinda. Dergiye cok ilgi gostermedim, ayni anda biriyle kamera acmis konusuyorum, kafam daginik filan; bir koseye biraktim. Neden sonra, derginin sayfalarini karistiriyorum. Bir yerde bir fotografimi gordum. Noluyor lan – A a. Daha once hic gormemis oldugum fotograflarimi bile gordum. A dur. Bu onun cikardigi bir is degil bakiym diye gondermis oldugu, bu bana ozel. Ay sevgilim bana hediye mi gondermis nedir. Kafam karisti. Sonra ortaya bir suru daha basili sey cikti, e demin bunlar yoktu ki pakette. Her yerde yazilar, cizimler, fotograflar. Nasil sevindim. Muhtesemdi her sey. Detaylari tam hatirlamiyorum ama; hissettim, ordan biliyorum… Sonraki ruyamdaysa bir yer ariyorum, terk edilmise benzeyen evlerin oldugu bir yerdeyim. Pembe bir duvar var, uzerinden atladim, parmakliklari asip evin bahcesinden ciktim. Iki tane kocaman kopek vardi, biri bagli biri degil, pit pit gectim yanlarindan. Neyse bir sey olmadi beni umursamadilar. O arada da; “Kimse yok ama kopekleri var, peeeki” dedim kendi kendime. Yurudum yurudum. Deniz fenerine benzeyen bir kulemsi yere cikiyorum, orda iki adam var, ay neyse beni yonlendiricekler nereye gidecegime dair; bir odaya aliyorlar beni beklemem icin. Uc tane bavul var odada; kaybolan insanlara mi aitmis onlar, yoksa bavullar kendileri mi kayip olmuslar bilemiyorum, once baktim baktim, sonra bir tanesini actim. Ay ne guzel yerlestirilmis her sey, boyle guzel kaliteli esyalar, az ama ozler, muntazaman katlanmis her sey filan… Bir boyle bavul toplayamiyorum ulan diye dusundum, adamlardan biri odaya dogru gelince de – hizli hizli kapadim fermuari, ne karistiriyor bu kadin demesinler simdi aman. Hop diye camin onune gidip camdan baktim hemen, ve hiiic bavullarla alakam yokmus gibi davrandim.

gamze tarafından, 17 Ocak 2010 saat 18:52'de/da yazıldı.