erg

kizimi rahat birak + surekli oteller

kizim vardi ve neredeyse ondan bile kucuk minik bir gri kopekcik. ama cok seviyorlardi birbirlerini. babam ve ben, onlari birilerinden kacirmaya calisiyorduk. babamin arabasinin arka bolumunu onlara evcik yapmisiz. uyuyorlar boyle, mama kaplari, su kaplari ve cis kaplari filan var sonra bagaj tarafinda, ustten acik zaten orasi, arka koltuktan rahat rahat geciyorlar. adamlar adamlar geldi sonra, ay hemen kapilari kilitledik, bir de boyle ust camdan goruyorum ben icerde ne yaptiklarini onlarin, nasi o kadar yukardaysam, neyse. arabayi hareket ettirdi babam, kaciyoruz. vermem lan onlari, vermem sizeee!

bir siradayim ben, insanlar var, ne bekliyoruz bilmiyorum ama herkes boyle takim elbise kravat dopiyes seklinde. cimlik genis bir alandayiz bu arada, onunde cift taraf sagli sollu siralandigimiz sey ise, kocaman bir agac, yasli eski ve kocamaaaan yani gercekten. o arada cimlerin icinde kizim belirdi. yanimizdan firlayip sag tarafimiza dogru kostu kostu kostu. ay diyorum ay kaybolucak. ay kaybolucak. ay nasil bulucam. siradan ciktim, pesinden kosuyorum. durdu, bana bakiyor, ama gelmiyor. gel kizim, gel. yanina bir baska kedi geldi o arada. domo olabilir. duruyorlar orda, ben ciglik cigliga siradakilerin oraya dogru bagiriyorum cunku o taraftan hic de iyi niyetli degilmis gibi gozuken bir kopek geliyor bize dogru. lan napicaz. kopek beni gecti – kedilerime gidiyor hizla. ay dayanamadim, uyandim.

bir apartmanin icindeyim. yukarki katta manevra yapicak kadar bir bosluk var, ordan donup cikicaz. gel gor ki biz aslinda yuruyoruz, ortada bir arac yok. ama aslinda var, karisiktim evet. neyse. birkac kati var bu apartmanin, hepsi birer salon. agir dosenmis, karanlik odalar. hepsinin tam ortasinda bir grup insan, ders aliyormus gibiler, ellerinde kitaplar. ve bir ogretici var. tam ortalarinda. katlar arasinda, kat fisleriyle inip cikabiliyorsun, her biri farkli renkte, ve o arasindan geciyor oldugun grubun yanindaki minik masadan temin ediliyor. her kata indiginde, yuzune bakmiyor olsalar da seni fark eden bu grup, cikiyor olan garip sesi duymuyormus gibi davraniyor. evet uzun sureli bir ses cikiyor insanlar gecerken katlardan. evin kendine ait bir ruhu var ve hareket halinde gibi sanki. garip bir hava da var etrafta hem. bir kac kere yukari asagi inip durduk, uc bes kisilik bir grubuz. hatta bir ara tamamen disari da ciktim ben, sonraysa aslinda yapmaya calistigim disari cikip kurtulmak olmasina ragmen; her ne olduysa iceri girip katlar arasi dolanmama devam ettim. ust katlardan biri oldukca dar, ve iki dolap kapagi var sadece. yanimdaki kizla kapaklardan birini actik, onumuze sadece bir ayna cikti. kiz solumda, ben sagda. kizin yansimasi var, benim yok. boyle fluyum. hatta aynaya sabun surulmus gibiyim, ama kafami saga sola hareket ettirdigimde o sabun izi de benimle beraber hareket halinde, e peki. sonra asagi indik. yuvarlagimsi bir masa var, herkes etrafindan dolasip artik apartmani terk edicek. meger biz birkac ayri grupmusuz, ne yapmaya calisiyor oldugumuz hakkinda hic bir fikrim yok ama. herkesin grubu iste birkac kisilik. orda universiteden tanidigim yuzleri farkettim, tunc vardi, ve tuna, gozde, secil filan. onlarin cogu kurtarmislar kendilerini, ama o bardakli engeli biz gecemeyecegiz diye dusunuyorum ben. sira bize geldi. gruptan herkes gecti, ama benim bardagim bos. laaan. gercekten benim ruhum yok lan. ay. ay ay ay.

bir odada yatiyoruz sevgiliyle. oldukca dar ve tren kompartmanina benzeyen bir yer. seslere uyandik. polisler gelmis. duvar ve cam birlesimindeki kosede duran sepetten don seciyorum ben o zifir karanligin icinde, polislere uzerimizdekilerle yakalanmamaliymisiz meger. delirdin bize gelmediler yahu dedi sevgili bana. perdeyi minicik acip camdan gozetledik sonra polisleri. kirmizi mavi isiklar ve siyahli adamlar vardi bi suru.

yorum yaz