erg

(kasvet/l/t/e kos, bir daha)

karanlik bir egitim sinifina, ders sonrasi saatte – bosken, ve disarida hava gercekten rezaletken; giriyoruz. iki kisiyiz, masanin uzerine benim icin birakilmis olan zarflari aciyoruz tek tek. davetiyelerdi. bir tanesi hulya avsarin dugun davetiyesiydi, iyi hatirliyorum. kucuk brosur gibiydi, birkac sayfa tamamen hulyanin fotojenik pozlariyla kaplanmis boyle. gozleri oldugundan cok daha mavi, neredeyse korkutucu, mavi isik disari suzuluyor. falan. sonra kapidan cikip tek basima kosmaya basliyorum. viyana sokaklari gibi. yuksekce olan topuklarim nedense beni hic rahatsiz etmiyor, hic bir yere batip cikmiyor. arnavut kaldirimlar sanki yeni yapilmis asfalt. uzerimde bastan asagi siyah kiyafetler vardi, yagmur da var, nasil islaniyorum. pelerin ya da onu acik pardesu oldugunu zannettigim sey, dalgalanip duruyor. cok kostum, yoruluyorum sonunda. yuksekce bir duvardan saga donuyorum tutunarak. durdum orda bir muddet. etrafta da kimse yok, neden ki.

yorum yaz