erg

ipek yoluna sahip lise arkadasim, ve ben

ben yeniden lisedeyim. okuldan geldim. gomlek, etek ve igrenc ayakkabilar var uzerimde. istanbuldayiz, ama teyzemlerde kaliyormusum, madonun karsisinda – pelite gelmeden, bi binada. yalniz teyzemlerin hali hazirda ankarada olan binasini komple alip caddeye tasimislar. onunde agaclariyla falan, bi de koyu bi renge boyamislar. etraftan ayri bir kara duygular merkezi gibi. eve girdim, los. melis ve birkac arkadasi odaya toplasmis bir seyler yapiyorlar. pogaca almaya gidecegimi soyluyor ve isteyip istemediklerini soruyorum, elbette evet cevabi aliyorum. ananem ve biri var, kapidan cikmadan once kucuk bir odada gordum, orasi salon – ama kucuk. biri aydin olabilir, aydinin kucuklugu. los isikta oturuyorlar, hatta karanlik, konusmuyoruz, onlar televizyon izliyorlar. sadece goz goze geldik, ben ciktim. disarsi aydinlik halbuki, evin bu kasvetini anlamadim. kaldirimda yuruyup, igrenc ayakkabilarim ile karsiya geciyorum caddede. altinkeke gidecekmisim, telefonum caldi. arayan fritz. fritzde benim telefonum yok diye dusundum. ilginc. actim. gelsen de biraz konussak tarzi bir seyler soyledi, zaten hemen oraciktaymis. asya pazarinin uzerinde dershane mi oyle bir sey acilmis sanki. zaten kosesinde de terasimsi bir yer var. apartman cikisi gibi, baya bir de genis ama, yanda. hemen iki adim uzagimdaymis adam zaten, gittim yanina. oyundan ayrilisi ve olumu uzerine bir seyler soyledi. hani sen hangi taraftasin seklinde. ama cok kibar ve hostu, alistigim adam degildi. ki ben onu zaten tanimiyordum, sadece uzaktan isimlerimizi biliyorduk sanirim. o kadar. benim hic bir alakam yok fritz dedim, sadece haberdarim, o kadar. cani sikkin gozukuyor oldukca. yukari bakti, ben de dondum yukari baktim, camdan – o dershane dedigim yerden birileri bakiyor asagiya. bu insanlara gozum asina, ancak hic samimiyetimiz yok. ha dedim, onlar sana sor diyorlar, neymis ben seni sevmeyenlerden miymisim. pek bir yere varamadik konusmamizla, benim pogaca almam sen dur burda dedim, altinkeke girdim. altinkek degismis. o uzun koridor kesilmis, bi sekilde kapanmis banko gibi bir bariyerle, arkasinda uc adam var. sagda da kasa ve iki kadinin durdugu bir banko var. arkada firini filan gorebiliyoruz, her sey ayni, sadece giris cok daralmis. adamlarin en sagda durani gencti ve gozleri simdiye kadar gormedigim – goremeyecegim bir maviydi. herhalde gozde normalde olmasi imkansiz bir mavi. koyu ve parlak. cok parlak. bir karisiklik var orda, insanlar mi cok nedir, biraz bekledim ve sonra kadina siparisimi soyledim. 12 pogaca, kalabalikmisiz biz bugun evde. sanirim 12 tane taze yok. bir tanesinin ucunu isirdi kadin, siz nerede oturuyordunuz diye sordu bana. herhalde eve gonderecek. adres degis tokusu yaptik, ben onlarin telefonunu da aldim falan. ciktim. fritzin oraya gittim yine. yukardaki insanlar asagi inmisler, tenefus mu nedir. bu arada hepimizde kiyafet var. formali degiliz yani. forma olmamasina ragmen etek ve igrenc ayakkabilar giymis olmamdan manasiz biri oldugum gercegini cikarabiliriz sanirim. neyse. beni koseye sikistirmaya calisiyormus gibi konustular. derdimi acikladim, guldum, hiiic yok oyle seyler, bana jina oldugunu soyledi sadece fritzin ve baska da hic kimseyle konusmadim zaten – dedim. hatta senin okuldan atildigini dahi bilmiyordum fritz dedim sonra, meger okuldan da atilmis-mis. anlattiklarima inanip, tarafsiz durdugumu da anlayip, beni kendilerine cekmek istediler galiba. tamam tamam gibi bir seyler konustuk. ben guldum, hayir olmaz dedim, bu kadar zamandir durup da bos yere hepinizden bu azari yediysem, bana butun bu olaylarin nedenini soyleyeceksiniz. ne oluyor ki. bir kiz vardi, durdu. tamam dedi. o arada fritz yanima gelip elini omzuma atti. pembe-mor karisimi bir kazak var uzerinde, gozleri hala huzunlu. birbirimize sicak davrandik. ki soylemis miydim, aslinda hic tanismiyoruz. kiz ve digerleri hafif daginik bir cember olusturuyormus gibi yaklastilar bana. bu anadolu bilmemne yolu friztin ailesine kalacak gamze – dedi kiz. ipek yolu gibi bir sey herhalde. o yuzden butun bu karmasa, butun bu onlari batirma cabasi. filan. hm dedim ben. bir kiz gelip avucumu acmami soyledi. kum gibi bir sey doktu avcuma. bu dedi iste, tilsimli bilmem bisey. katrana donustu o tozlar avcumda, yayildilar, ama dokulmuyorlar yere. sadece elimi doldurdular. beyaz tozlar yuzeye cikmaya basladi, parliyorlar. hareket ediyorlar ve cok guzeller. aralarinda baloncuklar oldu sonra. dagildilar falan. duz tutuyorum avcumu, ve bakip, butun bu olaylarin sebebini anliyorum. galiba. sonra biraz daha konustuk, ben gittim.

yorum yaz