erg

hop yürek

Oturma odasında konuşuyoruz; annem, babam, ağabeyim ve ben. Diyoruz ki on bir ceset çıkmış. Adam baya baya seri katil. Ne yapmalıyız izini bulmak için, ölen tüm insanlar da bir yerden alakasız; ama bir şekilde de alakalı bizim aileyle, daha doğrusu benimle bağlantılı.

Biz bunları konuşurken gözümün önünden cesetler geçiyor, morg. 11 alakasız insanın tek ortak noktası benim. Odamdan sesler duyuyorum. Ağabeyim gidip bakayım diyor. O sırada odamda olanları görebiliyorum. Aile doktorumuz havalandırma boşluğuna bakan odama çatıdan halatla inmiş, elinde bir cam testeresiyle camımı daire şeklinde kesip içeri giriyor.

Telefonum çalıyor, ağabeyim “Gidip getireyim” diyor; “yok” diyorum bilerek, dönüyor bir işler. “Girme sakın odama!” derken…

Salondan kuzenimin ev arkadaşı çıkıyor diyor ki, “Doktor Bey seni görmeye geldi Ahu.” İçimden geçiriyorum, evet aslında bu katil olabilir. “Nerde?” diyorum. Odanda cevabını alıyorum.

Tahmin etmeliydim diye düşünüyorum, ama yok. Kriz yönetimi derslerini düşünmeye başlıyorum. Diyorum ki telaşa verirsem daha da karışır ortalık. Bu sırada ağabeyim odama giriyor. Kafamda katilin ağabeyimi cam testeresiyle kesmeye çalışması canlanıyor. Odama doğru koşuyorum, kapıyı açıp “Aaa doktor bey hoş geldiniz, ailemizin doktoru, tam da ihtiyacımız olduğu zamanda” diyorum.

Doktor, daha önce gördüğüm yüzlerin ortaya karışımı. Gözleri onu korkunç yapan nokta, kanlanmış hem de aşırı derecede kanlı gözler. Sanki gözün beyaz kısmı yok da kırmızı kısmı var gibi. O gözler bana bakıyor, ben onlara bakıyorum. Nefesim kesilerek uyanıyorum.

ahu dal

yorum yaz