erg

cucelerden korkuyorum

viyanada, gokcenin eski evindeyim. gitmisim, ama kimse yok. bir sekilde girdim iceri. sadece televizyon isigi ile aydinlaniyor her yer. nerdeyse zifir karanlik icinde bir seyler yapiyorum. etraf cok daginik. boyle bi takim esyalar arasinda kendiminkileri mi ariyorum nedir, ama uzun zamandir da gitmemisim ya oraya, salak gibiyim yani. kanepenin bi ucundayim. yere dogru egildim. kapi acildi. disarinin isiginda biri girdi iceri. ay bu yeni ev sahibi mi nedir noluyor. saklandim saklandim. eve giren kisi bir kadin ve cuceydi. elindeki torbalari birakti bir koseye. sakir sakir sesler. heyecan icinde kanepe uzerindeki esyalarimi cantama attim. hangileri benim hangileri degil dusunmeden, telefonum yere dustu, neyse ki gordum ve aldim. kadin iceri gitse de farkettirmeden ciksam diyorum. bi ciktim, ah. yakalandim. pardon ben bir sey alacaktim falan diyip boyle – ve yine karanliklar icinde, kaciverdim kapidan. yuzu garipti, korktum da zaten. karanlik cuce yabanci falan. ay. neyse pesimden gelmedi. ilginctir, bir sey de demedi. disari ciktim, zaten ev giris katiydi. apartman da eski gibiydi. nasil arabayla gittiysem, bakiyorum boyle, yarim yamalak plakami okuyorum. a evet bu benim arabam. bindim. once hemen kapilari kitledim. derin nefes aldim bi sure. bastim ciktim sonra. yarisi yukari – yarisi asagi dogru yokus olan, tam ortasinda da bir suru kocaman agac olan yolun ordayim. bu yolu daha once de gormustum. hala cok karanlikti etraf, ama dogru yone saptim.

yorum yaz