erg

bu gun, uzun surecek

melisle eminonune gitmeye calisiyoruz, minibusteyiz. bir kaldirimin uzerine cikti sofor, ve herkes de birbirinin uzerine tabii, ve bir panik. ayrica bir adam vardi kadinlarinin popolarini elleyen, tabii kader guldu kendisine o anda. ay ay, biz indik hemen kimse popomuza dokunmadan. taksiye bindik, yola oyle devam ediyoruz. dolan dolan dolan derken, alakasiz bir yerlere geldik. adam durdu. e nerdeyiz. buraya kadar dedi adam, meger onun duragindaymisiz, daha fazla gidemiycem ben dedi. dalga mi geciyorsun adam, zaten sacmasapan bir yerdeyiz. yok dedi budur, e mecbur indik. bi de yuz milyon verdim. iyi de resmen hala anadolu tarafindayiz, bir de dag baslarinda bi yerlerde. kilometrelerce uzaktan boooyle artik bulutlar ardinda falan deniz ve adalar gozukuyor oyle dusun. hayir giderken de yola hic mi bakmamisim ben nedir. ay indik yuruyoruz. birkac taksiye ve gecmekte olan minibuse sorduk, bizi goturmediler. kaliverdik resmen orda. apartmanlarin onunden geciyoruz, bir tane site vardi. melis burda zamaninda babanem oturuyordu dedi, ssk sitesi mi, iski sitesi mi, oyle bir seydi. sonra biz napicaz napsak seklinde beklesirken, birden selcuk geliverdi her nerdense. baska bir taksi duraginin onundeyiz selcugun belirivermesiyle beraber, yine aniden. adamlardan biriyle konustu selcuk, tamam bizi goturucek, ama az beklememiz lazimmis. tam karsida starbucks gordum ben bir tane, hadi dedim madem iki kahve alalim da sonra cikar gideriz. selcugun yaninda tanimadigim bir cift var bir de. onlar beklemeye karar verdiler, biz yolun karsisina gecip birkac ufak merdiven indik, iceri girdik. girdigimiz yer ust kat ama, kasalar bir asagi kattaymis, ve icerden gorebiliyorsun sadece o kati. asagi inmedik, saga dogru gittik. orda baska bir giris var ve mudoya cikiyor. hadi dedim, bak zaten sevgiliye onluk bakicaktik. pit pit mudoya girdik, ve onun bir asagidaki katina indik. iki tam raf onlukler vardi ve cok ilginclerdi. boyle tebrik karti dusun, o sekilde seciyorsun, sonra sana icerden aslini getiriyorlar, ama tebrik karti da onluge dahil. yaninda veriyorlar. bir kadin ve bir erkek tezgahtar bize yardimci oldu, uzun muddet gecti, ama sonunda cok guzel bir sey sectik, aldik, paketliyorlar, bekliyoruz. sahane paketlediler, ciktik, starbucksa da ugrayalim ama dedik. tam biz o tarafa dogru giderken beklemekten ölmüs olan selcuk ve yanindaki arkadaslari da iceri giriyorlardi. tamam disarda bulusuruz diye konusup, yolumuza devam ettik. taksici bayilmisti, hadi gitmiyor muyuz deyip duruyordu. saat 16:30du ve melis 13:30da olan sinavini kacirmisti, ama hala ve yine de gitmesi lazimdi. e eminonu ne oldu peki. hof.

yorum yaz