erg

birbirinden bagimsiz: sahil kasabasindaki dogumgunundeki tuvalet sirasindaki kuzen

Sahil kasabamsi bir yerdeyiz. Ailem var. Huseyin ve bir arkadasi var bi’ de. Uzun boylu, beyaz gomlek giymis biriydi, iri bi adam. Once uyuyorduk, anlamadim bu ne rahatlik. Sonra uyandik, giyindik, yuruyoruz. Annemler gelmediler, biz yuruduk yuruduk. Gun gecince aslinda bir yere geri donecek olduklarini ogrendim. Geri donduk, arnavut kaldirimli ve hafif yokus bir yoldan bu defa. Etrafta baska adamlar da var, kalabalik sayilir. Ama biraz kasvetli, biraz yaz, biraz bos, terk edilmis ama nadiren topluca gelinen – sanki sadece bazi gunlerde agzina kadar dolan ama icinde aktif olarak yasanmayan kucuk bi’ mahalle, kasaba, bir sey gibi. Minibuse benzeyen bir beyaz araca bindiler sonra, vedalastik.

Kocaman bir evdeyim, bir etkinlik var. Melis’in dogumgunu olmasi mumkun. Hizmetcilerimiz varmis; ev degil aslinda eski bir sato sanki, cok yuksek tavanli, biraz eski ama pis degil – temiz eski etraftaki her sey; emin degilim ama sanirsam cok bi asilzadeyiz. Falan, ahah. O kadar cok davetli var ki, genc insanlar. Nedense kadinlarin cogu acik renk elbiseler, adamlarin cogu da gomlek – pantolon giymisler. Bir seyler oldu, orasi hafif sisli. Sonra Melis durup dururken dus almaya karar veriyor. Ancak insanlar da tam o sirada ve ayni anda tuvalet sirasina giriyorlar. Madem satodayiz neden tek bir tuvalet onunde beklesiliyor ki. Hm. Ilginc aslen. Ben hizmetcilerden birini cagirip, su is bitsin de geliyoruz biz, iste hazirlanin odur budur bla bla diyorum. Sonra o kadar kisi siralanmis beklerken, umursamaz sekilde icerde rahat rahat dus alan sevgili kuzenimin ozel hizmetcisini yanima cagirarak ve yerde bir kosede ustuste duran siyah ve renkli iki iccamasirini gostererek, birazdan istediginde uzat bunlari, burda birakmis diyorum. Evet, ortada duruyorlardi. Karisikti her sey. Sacmasapan.

yorum yaz